18. yüzyılın sonu: Terzi kalfası Albrecht Berblinger yürüyerek Viyana’dan memleketi Ulm’e dönmektedir. Aklında uçmanın, bir kuş gibi göklerde yolculuk etmenin başdöndürücü hayalleri ile. Birden bir imdat çağrısı duyar. Kafasını kaldırdığında devasa bir balon görür ve koşmaya başlar. Berblinger, hayatının yönünü değiştirecek olan bir olay zincirinin içine koşar. Balon sepetinde feryat eden kişi, hava gemisi mühendisi Viyana’lı Jakob Degen’in arkadaşı, İrma Moretti’dir. Berblinger hayal ettiği, yukarıdaki „gök kafesinde“ neredeyse „hapsolan“, İrma’nın kurtarılmasında yardımcı olur.

1919 yılının Mayıs ayında Paul Simon, Fransa’daki savaş tutsaklığından Hunsrück’teki köyüne döner. Bir kaç yıl sonra köyde yaşayan Appollonia’ya aşık olur, ancak genç kadın köylüler tarafından „çingene“ olduğu iddiasıyla hakarete uğrar ve köyden sürülür. Bunun üzerine Paul bir toprak ağasının kızı olan Maria ile evlenir ve ikisinin iki oğlu olur. Bir gün ormanda çıplak bir kadının cesedini bulur. Kısa bir süre sonra ise Paul esrarengiz bir şekilde kaybolur. „Uzaklara Özlem“ toplam 30 filmden oluşan üç bölümlük Memleket serisinin ilk filmi.

Kadınlar, daha önce kullanılmamış sahneleri içeren, Memleket Üçlemesinin son sözü olarak kabul edilebilir. Müzisyen Simon Hermann’ın kızı 35 yaşındaki Lulu, Münih’te bir sinemada geçmişin mekânlarında gezinirken hatırlamanın tuhaflığını da araştırır. Bir asrın kadınlarının hayatları ve hayalleri ile yüzleşirken, hatıralarda karşılaştığı sahneler komik, acı verici, vahşi, romantik, büyülü veya tamamen memleketine ait. Hiç bitmek bilmeyen aşk hikayeleri, kariyer hayalleri ve hayatın güneşli tarafında yeralmak için girilen yarışlar.